Bağıran kişinin dostlarından biri olduğunu
biliyordu, çünkü acı dolu o çığlık bir Yaed’e ait değildi. Harapdiyar’ın karla
kaplı, ıssız ve bucaksız düzlüklerinde Yaed’den ya da oldukça nadir rastlanan
Kardişlilerinden başkası görülmezdi. Arazide devriye gezen Harap birliklerine
de onlardan başka saldıracak olan yoktu.
Zihni henüz bu sonuca bile varmadan bedeni
çevik bir hareketle doğrulmuştu bile. Kılıcı, geceleri uyurken daima kolaylıkla
ulaşabileceği kadar yakınında dururdu. Ayağa kalktığında, her iki eliyle iki
yanı keskin dev kılıcının uzun kabzasını tutmuş, gözleri silahını kullanacağı
bir hedef arıyordu. Şaşkın insan naraları, çarpışan çelikler, korkmuş atların
kişnemeleri, sönmekte olan kamp ateşinin ve bulutsuz gökyüzündeki ayın ışığında
hareket eden iri yarı, gri derili, dışa doğru çıkmış çenelerinden sivri
köpekdişleri fırlayan yaedler, zihninin çabucak olabilecek en mantıklı sonuca
varmasını sağladı: Baskın!
Gözleri nihayet ağır görünüşlü, devasa kılıcını kullanabileceği bir rakip buldu. Kılıcına ‘vortix’ deniyordu. Burada, Harapların arasında da kendisine silahının ismiyle hitap ediliyordu. Harapkale’de kimse birbirine gerçek adını sormaz ve söylemezdi. Kuzeyin kuzeyindeki Harapkale, geçmişinden kaçmak isteyen savaşçıların sığındığı bir yerdi. Güneyinde karla kaplı çorak düzlükler göz alabildiğine uzanır, hemen kuzeyinde ise Taşyürek dağlarının acımasız kayalıkları başlardı. Kalenin tek ama ülkenin geri kalanı için hayati önem taşıyan görevi, Taşyürek dağlarının kuzeyindeki bilinmeyen topraklarda yaşayan Yaed’in güneye inmesini engellemekti.
Gözleri nihayet ağır görünüşlü, devasa kılıcını kullanabileceği bir rakip buldu. Kılıcına ‘vortix’ deniyordu. Burada, Harapların arasında da kendisine silahının ismiyle hitap ediliyordu. Harapkale’de kimse birbirine gerçek adını sormaz ve söylemezdi. Kuzeyin kuzeyindeki Harapkale, geçmişinden kaçmak isteyen savaşçıların sığındığı bir yerdi. Güneyinde karla kaplı çorak düzlükler göz alabildiğine uzanır, hemen kuzeyinde ise Taşyürek dağlarının acımasız kayalıkları başlardı. Kalenin tek ama ülkenin geri kalanı için hayati önem taşıyan görevi, Taşyürek dağlarının kuzeyindeki bilinmeyen topraklarda yaşayan Yaed’in güneye inmesini engellemekti.
Bu önemli görevin üzerine düşen kısmını
yerine getirmek için hedef aldığı rakibine odaklandı. Elindeki gürzü Vortix’e
savurmak için fırsat kollayan yaedin ince ve uzun bir yapısı vardı. Yaşadıkları
yerde fazla yiyecek bulunmaması iki önemli sonuç doğurmuştu: İki metrelik
boylarına karşın yetmiş-seksen kiloluk yağsız birer kemik ve kas yığını
olmaları ve bu durumu değiştirmek için yemek bulmak umuduyla sık sık güneye
akınlar düzenlemeleri. Ağzı, burnu ve çenesi bir vahşi hayvanı andırırcasına
hafif ileri çıkmıştı. Hırlayan ağzının içinde bir köpeğinkiler kadar sivri ve
uzun köpek dişleri görülebiliyordu. Ağız ve diş yapılarının ısırıp koparmaya
elverişli olduğunu bilen Vortix, aralarındaki mesafeyi dikkatlice ayarladı.
Gözleri çukurlara kaçmış, yanakları çökmüş, elmacık kemikleri çıkmıştı. Mavimsi
gri renkli derileri, mavi dudakları, mosmor tırnaklarıyla soğuktan donmak ya da
açlıktan ölmek arasında kalmış bir insanı andırıyorlardı.
Vortix ona ölmek için üçüncü bir seçenek
sunma niyetiyle saldırdı. Dengesini sağlayabilmek için iki geniş adım attı ve
vortixini yerden havalandırarak geriye doğru çekti. Kılıcını özel yapan şey
derhal harekete geçti. Silahı bir kez yerden kaldırıp hız kazanmasını sağladığı
zaman, kılıcın ağırlığı yarıdan aza iniyor, onu bir hamlenin ortasındayken bile
durdurup yeniden yön vermeyi mümkün kılıyordu. Rakipleri, böyle ağır görünüşlü
bir silahın bu kadar hızlı yön değiştirebileceğini tahmin edemiyorlardı.
Kılıcın ağır görünüşüne aldanıp, Vortix’ten önce saldırabileceklerini
düşünüyorlar, savunmalarını indiriyorlardı. Öyle olduğunda ise dev kılıç,
savunmalarındaki açığı acımasızca yakalıyordu. Karşısındaki yaede de aynen
böyle olmuştu. Vortix kılıcını geri çektiğinde, yaed kılıcın bu kadar çabuk yön
değiştirebileceğini kestirememiş, bir açık yakaladığını düşünerek saldırmak
için ileri atılmıştı. Öyle olduğunda da Vortix kılıcını hızla geri savurmuş,
dev kılıç, yeni kazandığı hızıyla düz bir çizgi çizerek uçmuş ve yaedin başını
omuzlarından ayırmıştı.
Denge ve adımlama, kılıcın kullanımındaki
en kilit konulardı. Eğitmenleriyle ve babasıyla yaptığı sayısız çalışmanın
anıları zihnine öyle bir uğrayıp geçerken Vortix, adımlarını ayarlayıp bir
sonraki rakibini buldu.
Dikkatini kendi savaşından ayırmadan
etrafında olup bitenleri okuyabilecek kadar tecrübeliydi. Silah arkadaşlarının
şiddetle çatıştıklarını duyabiliyordu, fakat göz ucuyla çevresini süzdüğünde,
Yaedin sayısı o kadar fazlaydı ki, arkadaşlarının hiçbirini göremedi. Bu kadarı
bile çatışmanın ne yönde sonuçlanacağını tahmin etmesine olanak sağlamıştı.
Bunun son savaşı olabileceği düşüncesinin zihnini esir almasına, bedenini felce
uğratmasına izin vermeyip rakibine odaklandı.
Bu seferki rakibi biraz daha gözü karaydı.
Vortix kılıcını yukarıdan aşağıya doğru indirirken geri çekilmek yerine
saldırıyı kalkanıyla karşılayabileceğini düşünmüş, birbirine tutturulmuş deri
ve tahta parçalarından oluşan kalkanını yukarı kaldırmıştı. Kılıç, amansız bir
kararlılıkla kalkanla beraber yaedin kolunun bir kısmını da parçalayarak
çizdiği kavis doğrultusunda devam etti. Kolunun kaybının verdiği şok ve acı, yaede
şaşkın bir nara attırdı. Yaedin çığlığı, kılıç hızla geri dönüp başını
omuzlarından ayırdığında kesildi.
Kılıcın bıçak kısmı, ejderpulu denilen
kırmızı bir metalden yapılmıştı. Ejderpulu hafif, sağlam ve pahalı olmasıyla
bilinen, nadir bulunan bir madendi. İnce dövülmüş kenarları keskin, ortası
geniş ve içindeki mekanizmayı barındırması için hafif çıkıntıları vardı.
Kılıcın içindeki, hareket ederken ağırlığını azaltan o mekanizma Uta yapımıydı.
Cüce demircilerin işlediği ejderpulu, utaların icadı olan mekanizmayla
birleştiğinde, ortaya bu özel ve ölümcül silah çıkmıştı.
Vortix’in karşısına çıkan bir sonraki yaed,
önceki arkadaşlarının tecrübelerinden ders alacak kadar uyanıktı. Vortix
kılıcını her savuruşunda yaed temkinli bir şekilde kılıcın menzilinin dışında
kaldı. Geniş ve dışa doğru kıvrık, kenarları dişli, uğursuz görünüşlü bir
kılıcı vardı. Diğerleri gibi onun da giysileri ve zırhları kaba derilerden ve
kürklerden yapılmıştı. Vortix ileri bir adım atıp kılıcını bir kez daha
savurdu. Yaed bu kez geri çekilmek yerine onu kendi kılıcıyla karşıladı. Vortix’in
kılıcı yaedinkiyle çarpıştıktan sonra çınlayarak geri sekti. Vortix kılıçla
birlikte etrafında dönerek tam bir tur attı ve onu yaedin diğer tarafına
indirdi. Fakat karşısındaki yaratık çevik bir adımlamayla geri sıçrayıp
uzaklaşmıştı.
Vortix bu kez kılıcın kabzasını kendine
doğru çekip hızla yaede doğru itti. Yaedin bu hamlesini nasıl savuşturacağını
bildiğinden, dengesini koruyabilmek için bütün gücünü ileri vermemişti.
Beklediği gibi, yaed bir adım yana kaydı ve kılıcıyla vortixin en uç kısmına
vurarak ucunun aşağı eğilmesine sebep oldu. Vortix’in başı ve gövdesi şimdi
saldırıya açık kalmıştı. Yaed zafer dolu bir hırlamayla kılıcını rakibinin
başına savurdu. Vortix başını geriye attı. Sırtı bir yay gibi geriye bükülürken
başını yaedin kılıcına hedef olmaktan kurtardı ve aynı anda kılıcını yukarı
doğru kaldırdı. Bir şeyleri kestiğini hissetti. Aynı anda başının arkasını bir
şeye çarptı. Ya da bir şey başının arkasına çarptı. Öne doğru sendeledi ve
nihayetinde yer yükselip ona çarptı. Ağzındaki kanla karışık soğuk kar tadı,
maddi değerinden yüzlerce kat daha fazla manevi değer taşıyan vortixinin elinden
fırlaması ve dövüştüğü Yaedin acı ve öfke uğultuları fark ettiği son şeylerdi.
Asil Harap - Bölüm İki - Tanrıların Lideri
Asil Harap - Bölüm İki - Tanrıların Lideri
Bize bir kuzey görüntüsü içerisinde sunduğun Taşyürek ve Harapkule konumu neticesinde çok güzel bir dünyaya adım attığımızı düşünmeye başladım. Umarım çabuk bitmeyecek olan, devasa bir dünyadır bu dünya... Çünkü okuduğum ve sevdiğim serilerin hemen bitmemesini delicesine arzularım...
YanıtlaSilGüzel bir giriş bölümü olmuş ve aksiyonun aktarımı, ırk tasarım ve canlandırması oldukça iyi... Daha sonraki bölümlerde konunun daha detaylanacağı ve açılacağının bilincindeyim. Okuyup, görüp yorumlayacağız bakalım. :)
Açıkçası o betimlemeler ve cümleler çok mu uzun oldu, okuyucunun dikkati dağılır mı diye endişe ediyordum, ama yorumun içimi rahatlattı.
YanıtlaSilBu benim yıllardır tasarladığım ve içerisinden sayısız FRP oyunu çıkardığım bir evren. Hikaye de seni tatmin edecek kadar uzun ve tamamlanmış, düzeltmelerini yaptıkça bölüm bölüm yayınlayacağım. Umarım beğenir ve okurken zevk alırsın.
Lütfen oldukça eleştirilerini de sakınma :)
Gayet başarılı beğendim. Benim için betimlemeler biraz uzun ama bu tercih meselesi, detayları çok güzel anlatmışsın eline sağlık.
YanıtlaSilTepkiler bölümünde neden çok az iyimser seçenek var? :)
Güzel yorumun için teşekkür ederim :) Uzun betimlemeler neyse ki sadece bu ilk kısımda var. Devamında olabildiğince sade tutmaya çalıştım.
YanıtlaSilTepkiler bölümüne de daha iyimser seçenekler koyucam tamam :)