Bu inceleme ilk konuk yazarım ve çok sevgili arkadaşım tarafından yazılmıştır. Kendisi eline kalem yakışan insanlardandır. Bloguma farklı bir tat katmış olduğundan dolayı teşekkür ediyor, sizi Cadı Avıcı Robin ile baş başa bırakıyorum.
Eda
![]() |
"Cadılar meclisinin karanlığa gömülmesinden beri üçyüz yirmi yıl geçti." |
Cadı Avcısı Robin, 2002 yılında
Sunrise Studios tarafından yapılmış mistik ve doğaüstü öğeler içeren bir
animedir. Hikaye günümüz dünyasının alternatif bir paralelindeki bir Japonya'da
geçiyor. Her ne kadar toplumdan gizlense de cadılar gerçek varlıklardır. Cadılık bir
mutasyon sonucu oluşan genetik bir bozukluktur ve bireylere doğaüstü güçler
vermektedir. Bir cadı olarak uyanan kişiler kendi güçleri tarafından baştan
çıkartılmaları durumunda insanlara tehdit oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla cadı
avları günümüzde halen sürmektedir. Ancak Cadı Avcısı Robin’de geçmiştekinden
farklı olarak bu avlar, merkezi İtalya'da olan Solomon Enstitüsü isimli bir
kuruluş tarafından gizlice yürütülmektedir.
Solomon Enstitüsü'nün farklı
ülkelerde branşları vardır ve STN-J, Japonya'daki branşın ismidir. Bu branşta çalışan
avcılar Fabrika adı verilen gizli bir kuruluşla
işbirliği içerisinde polisin çözemediği doğaüstü cinayetleri aydınlatmak ve bu
cinayetlerin faili olan cadıları bulup yakalamakla görevlidir. STN-J'nin elinde ülkedeki bütün
cadıların ve ailelerinin bilgileri bulunmaktadır. Cadıların akrabaları da aynı
benzer genetik özellikleri taşıdıkları için tohum olarak adlandırılır ve STN-J
tarafından yakın takipte tutulurlar.
![]() |
Cadı Avcısı Robin |
Cadı Avcısı Robin’in hikayesi, bu branşa yeni atanan
Robin isimli yarı İtalyan yarı Japon bir kızın etrafında şekillenir. İlk
başlarda adaptasyon zorluğu çekse de Robin yeni pozisyonuna kısa sürede alışır.
Kendisinin de bir "güç kullanıcısı" olması ve ateş elementine
hükmedebilme yetisinin bulunması sayesinde kısa
sürede grubun vazgeçilmez bir üyesi haline gelir. Cadılarla savaş bazen
tehlikeli boyutlara ulaşsa da Robin'e verilmiş olan görev teoride basittir.
"Kendi güçleri tarafından cezbedilmiş
ve kalpleri kararmış cadıları bulup avlamak." Ancak zaman geçtikçe Robin
kendisine anlatılan hikayenin daha farklı bir yüzü olduğunu anlayacaktır...
Hajime Yatate ve Shukou Murase tarafından direk 26
bölümlük bir anime olarak üretilmiş Cadı Avcısı Robin. Bu da popüler olan
"manga adaptasyonlarından" kolaylıkla ayırt edilmesini sağlıyor.
Hikayenin gidişat hızı dengeli olmakla beraber, Cadı Avcısı Robin özellikle
karakter ve mekan tasarımları açısından çok başarılı. Yoğun bir iş gününün
ardından Happy Harry'de bir espresso içmenin verdiği huzur veya Nagira'nın çatı
katında belirsiz bir geleceği beklemenin getirdiği çaresizlik animeye çok güzel
yansıtılmış. Mekanlar aşırıya kaçmadan animenin hafif karanlık esansına uygun
bir şekilde resmedilmiş. Bu yüzden en mutlu sahnelerde bile hafif bir gotik
hava yakalamak mümkün. Ayrıca Taku Iwasaki tarafından bestelenen müziklerin
sahnelere mükemmel bir şekilde oturduğunu söylemek de abartılı olmaz.
Karakterlerin çizimleri kadar renkli kişilikleri ve
gelişimleri de Cadı Avcısı Robin'in başarılı yanlarından birisi. Öncelikle
karakterler "ana karakterin yancıları" şeklinde yaratılmamış. Her
birinin ayrı birer kişiliği ve davranış tarzı var. Farklı olaylara farklı
tepkiler vermeleri ve arkaplanda sürekli bir tartışmanın dönmesi animeye
belirli bir oranda gerçekçilik katıyor. Cadı Avıcı Robin’in ilk iki üç bölümünü
izledikten sonra bütün karakterler hakkında bir ilk izlenim edinmek mümkün.
Ancak bu izlenimlerin bütün anime boyunca aynı kalacağını sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. Çünkü hemen her karakterin diğerlerinden, ve izleyiciden,
gizlediği bir sırrı veya farklı bir yönü var. Bu da bir karakterin sıradan bir
iş gününde ve bir kriz ortamında birbirinden farklı davranışlar sergilemesine
sebep oluyor. Ayrıca hikaye esas "kötü adamın" kim olduğunu animenin
ortalarına kadar belli etmiyor bu da pek çok sürprize davetiye
çıkartıyor.
Gidişat açısından Cadı Avcısı Robin’i iki kısma bölmek
mümkün. Animenin ilk yarısı tek bölümlük hikayelerden oluşuyor ve bu hikayeler
genellikle "haftanın kötü adamı/canavarı" şablonuna uyuyor. Her ne
kadar arkaplanda büyük resim için küçük fırça darbeleri vurulsa da animenin
yarısına gelmeden sahne arkasını görmek mümkün değil. Ancak ikinci kısımda
hikaye birden bire yön değiştiriyor ve öngörülemeyecek bir yöne doğru gidiyor.
Ayrıca animede Bideford cadı mahkemeleri ve Ogham çemberi gibi tarihi, mistik
ve paganik göndermeler bulmak da mümkün.
Cadı Avcısı Robin’in Ana Karakterleri
Robin
Sena
Robin, Japonya'da doğduktan sonra çocukken Toskana'ya
götürülmüş ve oradaki bir katolik kilisesinde rahibe adayı olarak yetiştirilmiş
15 yaşında bir genç kızdır. Ailesini hiç görmediği için Toskana'da kendisini
yetiştiren Peder Juliano'yu babası gibi kabul etmiş ve onun rehberliğinde bir
cadı avcısı olarak eğitilmiştir. Robin bir güç kullanıcısıdır ve pyrokinesi (alevlere yön verme) yeteneğine
sahiptir. Yani görebildiği alan içerisinde istediği herhangi bir boyutta ateş
yaratabilir. Bu boyut masadaki mumları yakmaktan, gökyüzünü kaplayan bir böcek
sürüsünü tamamen ateşe vermeye kadar değişebilir. İlk bölümlerde gücü üzerinde
tam bir kontrolü olmasa da Amon ve STN-J'deki takım arkadaşlarının yardımıyla
hikaye gidişatı içerisinde potansiyelinin farkına varacaktır. Hikayenin başında
Amon'a karşı beslediği saygı yavaş yavaş yerini platonik bir aşka bırakır.
Sakin ve içe dönük bir mizacı vardır Cadı Avcısı Robin’in.
Ne zaman bir deyim veya özlü söz kullanmak istese çocuksu bir şekilde
kelimeleri karıştırır. Bu da Japoncaya hakimiyetinin sınırlı olduğunu
göstermektedir. Başlarda kendisine söyleneni sorgulamadan yapmaya meyillidir.
Ancak zamanla cadı, tohum ve avcı kavramlarını
düşündüğü kadar iyi bilmediğini fark eder. Methusaleh klanından yaşlı bir
cadıyla yaptığı konuşma sonucu Robin gerçekte kim olduğunu sorgulamaya başlar.
STN-J'nin kimliği belirsiz bir tim tarafından baskına uğraması ve Robin'in zar
zor kaçmayı başarmasıyla Solomon Enstitüsü, Robin'in statüsünü avcıdan cadıya
çevirir. Artık kurtuluş için tek umudu yaşlı cadıdan miras kalan bilgelik
asasını bulmak ve geçmişiyle ilgili sırrı öğrenmektir.
Amon
Amon, STN-J'nin saha lideri ve bir numaralı avcısıdır.
Soğuk ve duygusuz bir mizacı vardır ancak taktiksel yeteneği, dövüş becerileri
ve takımındaki herkesin güvenliğiyle bizzat ilgilenmesi sayesinde bütün takım
arkadaşlarının saygısını ve hayranlığını kazanmıştır. Amon, emirlerini bizzat
Müdür Zaizen'den aldığı için takımla yönetim arasında bir köprü görevi de
üstlenmektedir. Ancak takım üyelerine bilmeleri gerekenden fazlasını söylemez.
Amon'un bu suskunluğu ve baskın sonunda aniden ortadan kaybolması ileriki
noktalarda takım üyelerinin Amon'un sadakatini sorgulamalarına yol açacaktır.
Amon, ilk geldiği günden beri, Robin'e fazladan ilgi göstermektedir. Ancak bunun
ne kadarının Zaizen'den aldığı emirden, ne kadarınınsa kendi duygularından
kaynaklandığı hikayenin sonuna kadar netleşmez.
Amon bir tohumdur. Yani genetik olarak cadı olma
potansiyeline sahiptir. Küçükken annesinin bir cadı olarak uyanmasına şahit
olmuştur ve bir gün kendisin de aynı sona ereceği düşüncesiyle cadılardan
nefret etmeye başlamıştır. Bu
nefreti sayesinde STN-J'nin en iyi avcısı haline gelmiştir. Ancak Solomon
Enstitüsü ve Müdür Zaizen'in arasının açılması ve Robin'in statüsünün cadıya
çevrilmesiyle beraber Amon kendi yöntemlerini ilk defa sorgulamaya başlar.
Miho Karasuma
Karasuma, STN-J'nin Amon'dan sonraki en eski takım
üyesidir. Karasuma da Robin gibi bir güç kullanıcısıdır. Bir objeye dokunarak o
objeyle önceden etkileşime geçmiş kişilerin bıraktıkları duygu ve düşünceleri
sezebilmektedir. Bu yeteneği özellikle ipucu toplama esnasında çok işe
yaramaktadır. Genel olarak soğuk kanlı ve sevecen bir mizaca sahiptir. Robin
takıma katıldığında onu ilk kabul eden ve yardım elini uzatan Karasuma olur.
Amon'un ortadan kaybolduğu sırada takımın liderliğini Karasuma üstlenir. STN-J
baskını, hiç beklemediği bir anda aldığı bu zorunlu terfi ve Robin'e cadı
statüsü verilmesiyle beraber önceki soğuk kanlı tutumu belirgin bir şekilde
çaresizliğe dönüşecektir.
Michael Lee
Michael STN-J'nin bilgisayar uzmanı ve hackerıdır.
Takımın geri kalanının aksine Michael normal bir insandır ve cadılık geni
bulunmamaktadır. Vaktiyle ne kadar iyi bir hacker olduğunu göstermek için
"girilmesi imkansız" olan sitelere girmek gibi bir huy edinmiştir.
Ancak bir gün STN-J'nin sitesini girip de cadılarla ilgili gerçeği öğrenince
STN-J'ye bağlı bir tim evini basıp Michael'ı yakalar. Müdür Zaizen Micahel'ın
yeteneğinden etkilendiği için ona iki seçenek verir. Micahel sadece STN-J
çalışanlarının bilmesi gereken bazı bilgileri ele geçirmiştir. Dolayısıyla ya STN-J'ye
katılacaktır ya da hemen o anda infaz edilecektir. Bu zorunlu görevi kabul eden
Michael o günden sonra STN-J merkezinde ev hapsinde tutulmaya başlar. Binadan
sadece Müdür Zaizen'in özel izniyle ayrılabilmektedir.
Micahel tam bir bilgisayar kurdudur. Gerektiği zaman
takımın bilgi edinme işlerini üstlenir; operasyonlarda kullanılmak üzere sahte kimlik
veya bina planı gibi kilit objeleri temin eder. Normal zamanlarda insanlarla
sosyal olarak iletişim kurmak yerine kulağına kulaklığını takıp bilgisayarlarının
başına oturmayı yeğler. Takımın diğer üyeleri de Michael ile ilişkilerini
mesafeli tutmaya özen gösterirler. Masası veya bilgisayarı kurcalandığı zaman
huzursuz olur ve bu huzursuzluğunu net bir şekilde belli eder. Sadece Zaizen ve
Amon'dan çekinir. İlk başlarda Robin'i görmezden gelse de, Robin'in bazı
akşamlar ona arkadaşlık etmek için merkezde kalması sonucu Robin'e yavaş yavaş
ısınır.
Yurika Dojima
Dojima tam anlamıyla şımarık bir zengin kızıdır.
Durumu "özel" olduğu için canı istediği zamanda merkeze girip
çıkabilmekte ve bu kayıtsız tavrı Şef Kosaka'yı çileden çıkartmaktadır. Dojima
bir alışveriş delisidir. Hemen her bölümde değişen giysileri bunu net bir
şekilde ifade etmektedir. Sıcak kanlı ve alaycı bir tavrı vardır. Kendisinden
araştırma yapması istendiğinde, araştırmayı moda dergilerinden yapacak kadar
kendi keyfine düşkündür. Şef Kosaka'yla yaptığı günlük atışmalar ve her
defasında şımarık bir gülücükle paçayı kurtarması hikaye boyunca bir komedi
unsuru teşkil eder. Dojima başta Cadı Avcısı Robin'den hazzetmez ve ona
"Amon'un sevgilisi" veya "o kız" gibi lakaplar takar.
Dojima'nın ne kadar iyi bir taktisyen olduğu ve istediği noktalarda liderliği
ne kadar ustalıkla ele alabildiği hikayenin ilerleyen bölümlerinde ortaya
çıkar.
Haruto Sakaki
Sakaki, Robin gelmeden önce STN-J'deki en yeni
elemandır ve Robin'in gelişini başlarda biraz yadırgasa da sonradan Robin'e
ısınır. Sakaki sıcak kanlı ve agresif bir kişiliğe sahiptir. Görev esnasında
düşünmeden hareket etmesi ve temkinli yaklaşması gereken yerlerde bile burnunun
dikine gitmesi bazen istenmeyen sonuçlar doğursa da genel olarak sevilir.
Şef Shintaro Kosaka
Şef Kosaka STN-J'nin büro şefidir, ve bir "müdür
yardımcısı" edasıyla direk Zaizen'in altında görev yapmaktadır. Gerek tipi
gerekse tavırlarıyla tam bir bürokrat havası vardır. Arada STN-J'nin kadın
üyelerine karşı kullandığı aşırı samimi hitap tarzları yüzünden 'tacizci'
damgası yemiştir ve arkasından çok konuşulur. Dojima'nın tembel ve kayıtsız
tavırları yüzünden sürekli çileden çıkar ve sinirini katibi Shohei'den
çıkartır. Başlarda sinir bozucu bir karakter olarak tasvir edilse de hikayenin
ilerleyen noktalarında babacan bir tavır takınır. Kosaka aslında bir polis
müfettişidir ve STN-J'yi yakın takip altında tutmak düşüncesiyle emniyet müdürlüğünce
STN-J'ye yerleştirilmiştir. STN-J'nin diğer üyelerinin yetersiz kaldığı
yerlerde kendi bağlantılarını kullanarak gerekli bilgilere erişebilmektedir.
Müdür Taiko Zaizen
Zaizen, STN-J'nin yöneticisidir. Genellikle
"müdür" veya "patron" olarak anılır. STN-J'nin üyelerine
karşı mesafelidir. Bu mesafesi hikayenin başlarında soğuk kanlı ve karizmatik
bir lider olarak görülmesine sebep olur. Zaizen'in elitist bir tavrı vardır.
Ofisi binanın ayrı bir katındadır ve çalışanlarıyla nadiren konuşur. Genellikle
emirleri Amon aracılığıyla iletir. Zaizen, STN-J ile Solomon Enstitüsü arasında
bir köprü görevi üstlenir. Ayrıca Fabrika isimli kuruluşun da denetimi ona
aittir. Fabrika'da yeni geliştirilen Orbo isimli gizemli sıvı sayesinde
cadıları öldürmeden avlayabilmenin bir yolunu bulmuştur. Orbo bir şişe içinde
avcıların boynuna asıldığında onları cadıların direk saldırılarına karşı belli
bir ölçüde korumakta, aynı zamanda da mermi olarak kullanıldığında cadıları
etkisiz hale getirebilmektedir. Bu bulduğu yöntemle çok övünen Zaizen'in amacı
bu yeni "insancıl" metodu hala ortaçağdan kalma metodlarla cadı
avlayan Solomon Enstitüsü'ne kabul ettirmektir.
Zaizen, Robin ilk geldiği andan itibaren ona
güvenmemiştir ve Amon'dan Robin'i sürekli gözetim altında tutmasını istemiştir.
Hikayenin ilerleyen kesimlerinde Amon'un Robin'e fazla yaklaştığını görüp bu
emirden pişman olur. Her ne kadar başlarda anşlayışlı ve müşfik bir yönetici
gibi gözükse de Zaizen'in aslında STN-J için çok farklı planları vardır.
Shunju Nagira
Nagira, Nagira Avukatlık Bürosu'nun sahibidir. Genel
olarak işten kaytarıp pachinko oynamaya veya çapkınlık yapmaya gidiyormuş gibi
bir tavır sergiler ve bu tavırlarıyla sekreterini çileden çıkarır. Aslında
Nagira gizlice cadılara destek olmakta ve başı dertte olan cadılar için sığınma
sağlamaktadır. Kumarbaz ve çapkın tavırları aslında hafiyelik yöntemlerini
gizlemek için uygurduğu maskelerdir. Bu sayede kendi çalışanlarına çaktırmadan
cadılara yardımcı olabilmektedir. Hal ve tavırlarıyla bir avukattan çok bir dedektifi
andırır.
Robin, STN-J baskınından kaçtıktan sonra Amon'un
direktifiyle Nagira'ya sığınmıştır ve Nagira da Robin'e kendi adına kuryelik
yapması karşılığında çatı katında kalabileceğini söyler. Robin'i Nagira'nın
metresi sanan sekreteri her fırsatta Robin'i aşağılasa da Robin bu duruma
aldırmaz. Zamanla
Nagira'nın "esas işini" fark eden Robin, Nagira'ya neden kendisi gibi
eski bir avcıya yardım ettiğini sorar. Nagira ilk başlarda sadece Amon'a
eskiden kalan bir iyilik borcunu ödediğini söylese de, zamanla Robin'in durumu
Nagira'nın ilgisini çeker ve Robin'in geçmişiyle ilgili sırrı araştırmaya karar
verir.
Cadı Avcısı Robin'in belki de tek eksisi bitişinin
biraz fazla aceleye gelmesi olmuş. Son bölümünde anlatılan hikaye iki bölüme
bölünebilse daha verimli olabilirmiş. 26 bölüm kuralına uymak için başlardaki
tek atımlık hikayelerden birini feda etseler hikaye açısından çok büyük bir
kayıp olmayabilirdi. Ayrıca her ne kadar sonu, Relouch of Rebellion tarzı bir şekilde "açık
bırakılmaya" çalışılmışsa da bu
konuda pek başarılı oldukları söylenemez. Karakterlerin potansiyel güçleri ve
arada verilen imalar göz önüne alındığında hikayenin "kötü son"
ile bitmesi pek olası gözükmüyor. Ben yine de bunu sizlerin takdirine
bırakıyorum.
Genel olarak ele alındığında Cadı Avcısı Robin pek çok
açıdan ileri seviye bir başarı gösteriyor. Doğal karakterleri, zengin
mekanları, renkli görselliği, büyüleyici müzikleri ve nefes kesen
sürprizleriyle Cadı Avcısı Robin; mistisizm, doğa üstü olaylar ve gizemden
hoşlanan anime severlere çok güzel bir serüven vaad ediyor.
- aRDee -
Hatıralarım canlandı. İzleyeli kaç yıl oldu onu dahi hatırlamıyorum. Ama anılarımı canlandırdığın için teşekkürler sevgili aRDee.
YanıtlaSilBen izlememiştim açıkçası ama başlayacağım şimdi.
YanıtlaSilSürekli erteleyip duruyorum bu animeyi bir ara fırsat bulduğumda izleyeceğim.
YanıtlaSil