Game of Thrones'un dördüncü sezonunun son bölümü geçtiğimiz Pazar günü yayınlandı.
Her zamanki gibi devamını dört gözle bekletecek, doyamadığımız bir bölümdü. Üzerinde durulması gereken birkaç önemli gelişmesi vardı. İzlemeyenler için bir an önce izlemelerini tavsiye ederek ve yazının devamının ciddi oranda dizi keyfinizi kaçırabilecek bilgi (spoiler) içerdiğini belirterek dizinin incelemesine geçmek istiyorum.
Ramsey Snow, Theon'u kullanarak Moat Cailin'i bir damla kan akıtmadan (kendi kanlarını) aldıktan sonra, Roose Bolton onu resmi oğlu ve varisi ilan eder. Zaten başından beri en büyük amacı bu olan Ramsey için bundan sonra Bolton soyadıyla anılacak olmasının onun için önemini kağıdı alırken titremesinden anlayabiliyorsunuz.
Dany, Jorah'nın ona tanıştıkları ilk yıl ihanet ettiğini öğrenir ve bunu çok ağır karşılar. Başından beri en çok güvendiği insanın casusluk yapmış olması bir yana, karnındaki çocuğun hayatını tehlikeye atması Ejderhaların Anası olmuş bir kişiliği çok ama çok kızdırır. Dany'nin annelik içgüdüleri muazzam boyutta zaten, bu bilinir (bilinir, bilinir).
Prens Oberyn Martell ve Gregor Clegane'in düellosu sonunda gerçekleşir. Dizi boyunca izlediğim hiç şüphesiz en muhteşem dövüş kareografisi olduğunu düşünüyorum. İlk defa Oberyn'inki gibi bir silah kullanan bir karakterin dövüşünü gördüm. Karşısında devasa boyutta kılıç kullanan insan azmanı ve zırhı muhtemelen Oberyn'in kendisinden ağır bir canavar var. Dorne'lu prens akrobasiyle karışık, müthiş görsellikte bir dövüş sergiliyor, atlayıp zıplayarak, taklalar atarak, yılan gibi kıvrak hareketleriyle. Pedro Pascal da harika bir iş çıkarmış.
![]() |
Oberyn ve Gregor - BFF |
Dizide vurgulanması gereken en önemli noktanın ise Sansa'nın gelişimi olduğunu düşünüyorum. Serçeparmak'ın Lysa'nın cinayetinden yırtması, Vadi'nin soyluları tarafından sorgulanırken çok zordu hele Sansa'yı çağırdıkları an, Serçeparmak'in gerçekten korktuğunu gördüğüm tek andı. O an ne düşündüğünü tahmin etmek kolay: ben bu kızın babasını öldürdüm, işte şimdi onun intikamını alacak diyordu (aslında ben tam olarak bunu bağırıyordum o esnada...). Fakat Sansa o sahnede artık herkes tarafından piyon ve rehin olarak kullanılan aptal bir ergen olmayacağını, Serçeparmak'ın hep ona alttan alttan verdiği dünyanın düzeni ve acımasızlığına dair öğütleri dinlediğini ve bunları uygulamaya başladığını gösterir. Sonrasında ise o seksi kıyafetiyle merdivenlerden inerken verdiği mesaj, bütün dizi boyunca ilk defa olarak herhangi birinin Serçeparmak'a karşı üstünlüğe, avantaja sahip olduğunun duyurusudur. Haydi Sansa, şu Serçeparmak'ın cezasını ancak sen verebilirsin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden...
Bir sonraki bölümü dört gözle bekliyorum.
"Haydi Sansa, şu Serçeparmak'ın cezasını ancak sen verebilirsin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden..."
YanıtlaSilüzülerek söylüyorum, daha çok beklersin :D
Umarım bu kitaplardan falan okuyarak öğrendiğin gerçek bir bilgi değildir de sadece tahminen söylediğin bir şeydir yoksa cidden ben daha fazla üzüleceğim :(
SilHem kızları hem arkadaşlarımı üzmeyi sevmem, senin durumunda çok kötü bir kombo oldu, ama 5 kitabı da okudum ben malesef =) Hani o kadar Petyr'ın dümen suyunda gidiyor ki Sansa diye bir karakter kalmadı, literally. ama GRRM bi twist çevirirse 6'da 7'de, ona bir şey diyemem, ben de bekleyenlerdenim. (dizi de yetişti, bitirse şu kitapları artık.)
Sil