Künye
Kitap Adı: Sokak Kedisi Bob
Orijinal Adı: A Street Cat Named Bob
Yazar: James Bowen
Türü: Otobiyografi
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
ISBN: 978-605-63708-0-9
Kitap Adı: Bob'un Dünyası
Orijinal Adı: World According to Bob
Yazar: James Bowen
Türü: Otobiyografi
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 244
ISBN: 978-605-63708-8-5
Gerçek bir hayattan otobiyografi
olarak yazılmış “Sokak Kedisi Bob” ve devam niteliğindeki "Bob’un Dünyası" kitapları, iki ayrı türün birbirlerinin hayatına dokunmasını konu alan, bunun
yanısıra okuyucunun unuttuğu bazı değerleri düşündüren bir yapıt. Totenham’da
yaşayan James Bowen adında bir sokak müzisyeninin ağzından birinci dilde
anlatılmış bir dostluk ve hayata yeniden bağlanış hikayesi.
Dondurucu bir Mart ayında,
oturduğu sosyal konutun giriş katında üşümüş, aç ve yaralı bir sarman görmesi
ile başlar bu hikaye. Uzun zamandır James de aynı durumdadır çünkü. Boşanmış
bir ailenin tek çocuğuyken velayetini alan annesi ile Avustralya’ya çok
küçükken gider James. Sorunlu çocukluk yıllarının acı tecrübeleri onu madde
bağımlılığının eşiğine getirmiştir. Annesiyle iletişim kopuklukları yaşarken
çareyi İngiltere’ye babasının yanına gitmekte bulur. Babasının orada kurduğu
yeni hayata da adapte olamayan James, sokaklara ve uyuşturucunun yaşattığı
sahte dünyaya adım atar. Artık sokaklarda yaşamaktadır James. Ailesi ile bütün
iletişimini kesmiş, uyuşturucu bulabilmek için en olmadık işleri bile
yapmıştır.
Daha sonra uyuşturucudan
kurtulabilmek için bir bağımlılık merkezinden yardım ister. Ağır ilerleyen, zor
bir tedavi sürecine girer. Bu esnada geçimini sokak müzisyeni olarak sağlamaya
çalışıyor, kimi günler aç, kimi günler tok kalıyordur. İşte Bob ile
karşılaşması bu döneme rastlar. Onu doyurup başta yalnızca biraz ısınması
yanına alır James. Fakat zamanla onunla kaderlerinin bir olduğunu düşünür. Hayat
ikisini de hırpalamıştır. Kendisine yetmese de yemeğini onunla paylaşması, sokaklarda
itilip kakılırken Bob’un bir can dostu gibi hep yanında durmak istemesi James’i
günden güne değiştirir. Ona sorumluluk duygusu aşılar. Bu duygularla
uyuşturucan emin adımlarla kurtulmuş, duygusal iniş çıkışlarından, tehlikeli
gidişatından uzaklaşmıştır. Omzunda kedisiyle müzik yapan bu genç zamanla ilgi
odağı olur. Sosyal medyada tanınan bir çift olmuşlardır artık. Bazı bloglarda
onlarla ilgili yazılar, internette videolar vardır.

Kitap bana yer yer “Yok artık,
bir kedi bu kadar da özel olamaz,” dedirtse de, bana göre bu hikayede esas
büyü, Bob’un özel bir kedi olması değil. Bana göre zor durumda kalan, yardım
ettiğiniz, ona evinizi, kucağınızı açtığınız ve büyüsünü yapması için bir şans
tanıdığınız her hayvan hayatınızı değiştirebilir. Biz bunun örneğini bizzat
gördük. Kısa bir süre önce evimize aldığımız küçük kedimiz hayatımızı o kadar
etkiledi ki, bir hayvana ne verirseniz ondan on kat fazlasını göreceğinize dair
inancımı pekiştirdi.
Ramazan bayramının ilk sabahı
annesi ve kardeşleriyle birlikte çöpte bulunmuş Jesse. Kalbi temiz bir amca
onları oradan alıp bir parkta yuva yapmış, oraya yerleştirmiş. Annesi belli ki
insanlardan şiddet görmüş, yabanı bir hayvan. İnsanların kendisine
dokunmasından hoşlanmıyordu. Fakat o kadar özel bir kediydi ki, o parkta
görenleri hayrete düşüren bir şey yaptı anne kedi: Bir kedi yetimhanesi kurdu
oraya. Evet, civardaki bütün terk edilmiş yavru kedileri sahiplenmeye, onları
emzirmeye başladı. O büyük kedi ailesinden ilk haberim olduğu günlerde,
gözlerimin önünde başka bir anne kedi gelip o yuvanın içinde doğum yapmış,
sonra da arkasına bile bakmadan dönüp gitmiş, bıraktığı yavruları fedakar anne
hiç yadırgamadan sahiplenmişti. Onun bu fedakarlığını bilen insanlar da etrafta
buldukları bütün terk edilmiş yavruları getirmeye başlamış, yuvanın nüfusu bir
anda artmıştı. Zavallı anne on beş yavruya birden bakmakta zorlanıyor, gün
geçtikçe zayıflıyor, buna rağmen yavruların hepsini tok tutuyor ve yuvadan asla
üç metreden fazla uzaklaşmıyor, başka hiçbir hayvanın yaklaşmasına da izin
vermiyordu. Anne kedinin sağlığının tehlikeye girdiğinin düşünen yaşlı adam
yavruları sahiplendirme derdine düştü. İşte biz tam o anda onları uzaktan sevip
yemek getiren hayvanseverler olmaktan kedi sahibi olmaya terfi etme fikriyle
karşı karşıya kaldık.
Bizim için büyük bir adımdı kedi
sahibi olmak, çünkü eve bir hayvan değil, yeni bir birey alacağız gözüyle
bakıyorduk. Daha önce hiç kedi beslememiştik. Eve uyum sağlayamazsa, çok fazla
zorluk çıkarırsa, ev temizliğine çok önem veren annemin sinirlerini yıpratırsa
onu başka birine vermek zorunda kalacak, hayvanın psikolojisini bozmuş
olacaktık. Üstelik anne kedinin sütten kesilmiş en büyük iki yavrusunu birden
almayı planlıyorduk, sürekli birlikte olan, oyun oynayan iki kardeşi
birbirlerinden ayırmamak için. O yüzden iyice düşünelim dedik. Ve biz bir
karara varana kadar, kardeşlerden birine araba çarptı. Ertesi günü kumunu,
mamasını, yerini hazırlayıp kardeşinin ölümünden sonra durgun ve ürkek kalan yavruyu
eve getirene kadar gözüme uyku girmedi.
O dönemde Breaking Bad’in çok etkisinde olduğumuz ve ben bir Jesse taraftarı olduğum için bu küçük kızın adını Jesse
koyduk. Jesse’nin dokunuşu, tıpkı Bob’un James’in hayatına dokunması gibi bizim
için de büyülü oldu. Herkes gibi bizim de sorunlarımız olur, fakat Jesse kapının
girişine görünmez bir bariyer koymuş gibi hiçbir sorunun kapıdan içeri
girmesine izin vermez. En koyu, en iddialı karamsar bile gözlerinin önünde küçük
bir kedi arka ayaklarını havaya kaldırıp kafa üstü oturarak kuyruğunu kemirmeye
çalışırken morali bozuk kalamaz. Kapıların arkasında pusuya yatıp geçerken
bacaklarımıza atlar ya da bazen bilgisayar başındayken kucağıma oturur, o sarı
gözleriyle uzun uzun yüzüme bakar, sonra bir patisini kaldırıp yanağıma koyar. Sırf
ona bakmak bile yüzümüzü güldürür. Tahammülümüzü arttırdı, daha anlayışlı, daha
kabullenir olmamızı sağladı. Bence bu Bob’un, Jesse’nin ya da belirli bir
hayvanın özel olmasından ziyade, ona evini açan, ona bir şans veren insanın
ortaya çıkardığı bir büyü. Umarım bu büyüyü yapmayı bir gün herkes öğrenir.
İlk kitabı okumuştum. Okuduktan sonra kedilere inancım daha da arttı:) Sizin Jesse de pek tatlıymış.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, cidden tam bir cadıdır. Ben bir kedinin insanı bu kadar değiştirebileceğini bilmezdim
Sil