Worthington ailesinin tek
varisi, yakışıklı milyoner Warren Worthington III, nam-ı diğer Angel, hem
X-Men’in hem de X-Factor’un kurucu takımlarında yer almıştır. Beyaz tüylü
kanatlı meleğimiz bir dönem kanatlarını kaybeder ve metal kanatlı bir ölüm
makinesine dönüştürülür. Bu yazıda Angel’ın kanatlarını kaybetmesi ve
Archangel’a dönüşmesini anlatacağım.
Kanatlarını kaybetmesiyle sonuçlanan
olaylar X-Factor #10-15 sayıları arasında geçer ve Angel yeni haliyle ilk kez
X-Factor #24’te okuyucu karşısına çıkar. X-Factor takımına yeniden tam
anlamıyla katılması ve Archangel ismini alması ise Inferno olaylarına kadar
gerçekleşmez.
Her şey Angel’ın MutantKatliamı esnasında takımdan ayrı düşmesiyle başlar. Cyclops ve Beast
yaralanmış, Iceman zayıf düşmüştür ve Jean’in yaralıları malikaneye taşıması
gerekir. Tünellerde X-Factor’un himayesindeki bir mutant çocuk kaybolmuştur ve
birinin geri dönüp onu araması gerekir. Warren yalnızca birkaç saat önce Jean
tarafından reddedilmiş, üstelik Jean’i öpmeye çalışırken de kız arkadaşı Candy
Southern tarafından basılıp bir de terk edilmiştir (adamdaki şans!). Nasıl bir ruh halinde
olduğunu anlamışsınızdır. Dolayısıyla tünellere geri dönüp Archie’yi aramaya
devam etmeye gönüllü olması da şaşırtıcı değil.
Tünellerde birkaç
Marauder’la karşılaşır. Savaşır ama kaybeder. Kanatlarından duvara çakılır.
Üçüncü mızrak kalbini deşecektir ama tam o anda Thor yetişir. Marauder’ı döver,
baygın ve güçlükle nefes alan Angel’ı duvardan indirir ve X-Factor’u bularak
onlara teslim eder. Bu esnada kayıp mutant çocuk Archie, Morlock’lar Leech ve
Caliban’la birlikte bulunur ve kurtarılır.
Angel hastaneye
yatırılır. Fakar doktorlar daha önce kanat tedavi etmemiş olduklarından dolayı
nereye nasıl müdahale edeceklerini bilemezler ve kanatların durumu kısa sürede
kötüye gider. Kanatlarının kangren olduğu ve sağlığını tehlikeye atmaya
başladığı, kesilmeleri gerektiği Warren’a söylendiğinde kıyameti koparır.
Kanatlarının kesilmesindense ölmeyi tercih edeceğini çok açık bir şekilde
belirtir. Daha sonra aynı zamanda X-Factor’un halkla ilişkiler sorumlusu ve hem
Warren’ın hem de şirketin avukatı olan, en yakın sevgili dostu Cameron Hodge’u
çağırır. Ona, bütün mal varlığını X-Factor şirketine bırakacak şekilde
vasiyetini yeniden yazdırır.
Bir süre sonra takımın
geri kalanı hastanede yokken, Warren’ın akli dengesinin yerinde olmadığı ve
sağlığına ilişkin kararlar alamayacak durumda olduğuna dair mahkemeden karar
çıkar. Yaşayan hiçbir akrabası da olmadığı için, hastane yetkilileri ve avukatı
Cameron Hodge, Angel’ın kanatlarının kesilmesi kararını alır (takımın geri
kalanı bu aşamada bu kararın alınmasında, hatta mahkemenin yönlendirilmesinde
Hodge’un parmağı olduğunu bilmezler).
Ve Angel kanatlarını
böylece kaybeder.
Uyandığında ciddi bir
bunalım içindedir. Bir süre sonra hastaneden kaçar, bir uçak bulur ve son bir
kez gökyüzünde tur atmak ister. Daha sonra uçağı bir yere çarparak şairane bir
şekilde intihar eder. En azından herkes böyle düşünür. Ama bir on bölüm sonra
ortaya çıkacaktır ki aslında Hodge uçağı da sabote etmiş ve Warren uçağın
kontrolünü kaybettiği için çarpmıştır.
Cesedi bulunamaz, ama
uçak o kadar kötü yanmıştır ki öldüğü varsayılır. Angel’ın vasiyeti
doğrultusunda bütün varlığı X-Factor’e kalır, fakat şirketin yönetimi Hodge’un
eline geçer. Cameron Hodge’un aslında mutant düşmanı olduğu, X-Factor’u mutant
düşmanlığını yaymak için kullandığı, aslında Warren’ı çocukluğundan beri kıskandığı
ve ondan daha iyi olduğu için nefret ettiği, dahası mutant avlayan The Right
isimli organizasyonun da yöneticisi olduğu o zaman ortaya çıkar.
Bu esnada Warren’ın yarı
ölü bedenini Apocalypse bulur. Daha şimdiden mahşerin dört atlısının üçünü
toplamıştır bile. Warren’ı iyileştirir, dostlarına karşı doldurarak biraz beyin
yıkama yapar ve ona ölümcül metal kanatlar verir. Bir de derisi mavileşir.
Warren Ölüm Meleği olarak hazır olduğunda, dört atlıyı X-Factor’un üzerine
salar. The Fall of Mutants hikayesinde X-Factor mahşerin dört atlısıyla
dövüşür, Warren’ın yaşıyor olduğunu büyük bir şokla öğrenir. Bir hile yapıp
Warren Iceman’i öldürmüş gibi gösterdiklerinde meleğimiz “Aman tanrım n’aptım
ben!” efekti yaşayıp dört atlıdan geri kalanı kovalar ve dostlarına yardım
eder. Ama ekibe hemen yeniden katılmaz.
Bir süre başıboş ve
kafası karışık şekilde dolaşır. Kanatlarının kendi zihni var gibidir, bazen
kontrolünden çıkıp ciddi zararlar verebilirler ve Warren bu yüzden kendini epey
kötü hisseder. Arkadaşları onun öldüğünü sandığı ve kanatlarının kesilmesine
izin verdiği için hâlâ biraz kırgındır. Eski kız arkadaşı Candy Southern’i
arar, fakat onun kaçırıldığını keşfeder. Bin bir uğraş sonucu kızcağız Cameron
Hodge’un elinde, işkenceyle öldürülmüş şekilde bulur. Hodge’u öldürür (kısa bir
süre için), tam o esnada Inferno olayları başlar. Takımın geri kalanı
iblislerle boğuşurken Warren yetişip yeniden X-Factor’e kesin olarak katılır.
Archangel ismini de o esnada alır.
İlgili yazılar:
Yorumlar
Yorum Gönder