Geçenlerde dört buçuk yaşındaki en küçük kardeşime bir
mağazada oyuncak bakarken, üzerinde “Charlie” yazan, şirin şirin gülümseyen, ama
her nasılsa gülümsemesi bana çok şeytani gelen bir tren oyuncağı gördüm.
Oyuncağın bütün tüylerimi diken diken etmesinin iki kelimelik bir açıklaması
var: Mono Blaine.
Stephen King’in Kara Kule serisinde geçen bir karakterdir
Mono Blaine. Ve bence bir yazarın yaratabileceği en acayip, en karizmatik, en
ilgi çekici kötü adamlardan biridir.
Bir kitabı okurken, hep arka sayfalara şöyle bir göz
gezdiririm. Bazen “spoiler” alırım bunu yaparken, ama bu bende daha da fazla
merak uyandırır. Kara Kule’nin üçüncü kitabı Çorak Topraklar’ı okurken son
sayfalara göz atmak açıkçası merak uyandırmamış, tam tersi biraz canımı
sıkmıştı. Çünkü okuduğum o birkaç satıra göre, kitabın sonlarında
kahramanlarımız Mono Blaine isimli bir kötü adamla uğraşacaklardı. “Zaten
başlarında bir sürü bela var, bide yeni bi kötü adamla mı uğraşacaklar şimdi,
pöff,” demiştim, bunu hiç ilgi çekici bulmayarak.
Sonra karakterlerden biri, tuhaf bir kompozisyon yazar.
Başlığı, “Gerçeği Anlatışım”dır. Kompozisyon şöyledir:
Silahşor Gerçek.
Roland Gerçek.
Mahkûm Gerçek.
Gölgelerin Hanımı Gerçek.
Mahkûmla Hanım evli. Bu Gerçek.
Durak Yeri Gerçek.
Konuşan İblis Gerçek.
Dağların altından geçtik. Ve bu da gerçek.
Dağın altında ejderhalar vardı. Bu da gerçek.
Içlerinden birinin bacaklarının arasında bir
Amoco benzin
pompası vardı ve bu penisiymiş gibi
davranıyordu. Bu gerçek.
Roland ölmeme izin verdi. Bu gerçek.
Onu hâlâ seviyorum.
Bu da gerçek.
Bir kapı ne zaman kapı değildir? Kanadı yokken.
Ve bu gerçek.
Blaine gerçek. Blaine gerçek.
Dört tekerlekli ve uçabilen şey nedir? Bir çöp
kamyonu. Ve bu gerçek.
Blaine gerçek.
Blaine'e dikkat etmeniz gerekir. Blaine beladır.
Ve bu gerçek.
Ben Blaine'in biraz tehlikeli olduğundan eminim.
Ve bu gerçek.
Tümüyle siyah, beyaz ve kırmızı olan nedir? Yüzü
kızaran bir
yaban eşeği. Bu gerçek.
Blaine gerçek.
Geri gitmek istiyorum ve bu gerçek.
Gitmem gerekiyor ve bu gerçek.
Bir taş, bir gül, bir kapı bulamadıkça eve
dönemem ve bu da gerçek.
Çufçufçufçuf ve bu gerçek.
Çufçuf Çufçuf. Çufçuf.
Çufçııf. Çufçuf. Çufçuf. Çufçuf.
Korkuyorum. Bu gerçek.
Çufçuf.
Sonra aynı karakter, “Çuf Çuf Charlie” adlı bir
kitap bulur. Charlie isimli konuşan bir tren ve arkadaşının maceralarını
anlatan bir kitaptır bu. Fakat trenin gülümsemesi karaktere hiç de sevimli gelmez,
dahası, aşağıdaki çizimde çocukların eğlence değil korku içinde çığlık
attıklarını düşünür, trenin gülümsemesini şeytani bulur. (Benim gördüğüm tren
oyuncağının gülümsemesi de böyle ürperticiydi işte, ya da bana öyle geldi)
Çuf Çuf Charlie - Stephen King |
Ve nihayet kitabın sonunda Mono
Blaine’le karşılaşırlar: Psikopat, bilmece hastası bir monoray trenmiş kendisi.
He bir de intihara meyillidir…
Mono Blaine - Çorak Topraklar |
Neyse,
kitabın tamamını anlatmadan burada kesiyorum. Ama cidden, Kara Kule serisi,
kurgusu her ne kadar zaman zaman kafa karıştırıcı olsa da, okuyabileceğiniz en
orijinal karakterlere sahiptir. Kesinlikle her fantastik kurgu sevenin tadına
bakması gereken bir seridir. Yalnız bir uyarı yapmak istiyorum, ilk kitabın
tadı serinin geri kalanından çok farklıdır. İlk kitapta daha çok yazarın, “Hey
bakın, ben çok süper bir karakter yarattım,” deme çabası var bana kalırsa.
Fazlasıyla gizem dolu, hikayeyi vermektense ismi bile henüz açıklanmayan, kusursuz silahşoru tanıtmaya odaklı ilk
kitap. Bana göre Kara Kule’nin asıl tadı ikinci kitapla başlıyor ve son
kitaba kadar tadına doyulmuyor.
Gördüğüm
oyuncağın gizemini de çözdüm bu arada. Tabi ki de Mono Blaine oyuncak kılığında
çocuklarımızı ele geçirmeye falan gelmemiş. Çuf Çuf Charlie, birçok kitapta, çizgi filmde ve hatta bir reklamda kullanılan, çok yaygın bir tren ismiymiş. Hatta şöyle bir şarkı
bile buldum:
Yorumlar
Yorum Gönder