Wolverine Vol.1 (1982) - İnceleme

Wolverine #1
Wolverine'in 1982 tarihli, yayınlanan ilk solo macerası, X-Men'in en beğenilen hikayelerinin yazarı ve şimdiden benim de favori X-Men yazarım olmuş olan Chris Claremont yapımı. Çizimler ise Frank Miller'ın kaleminden.

4 sayıdan oluşan 1982 tarihli Volume 1, Uncanny X-Men'in #168-172 sayıları arasında geçen zamanı dolduruyor. Wolverine'i en son #168'de, "Ben bi Kanada dağlarını görüp gelecem" diyerek yıllık iznini kullanıp memleketine giderken görmüştük. #172'de Japonya'da hayatının aşkı Mariko'yla evleniyor olduğunu müjdeleyen bir düğün davetiyesi gönderince, "Oha, adam dağları görmeye gitti düğün masasına oturuyo, noluyo ya?" diyerek arada neler olup bittiğini detaylı okuma ihtiyacı duydum.


Hikaye birinci dilden anlatılmış ve "Ben Wolverine'im. Yaptığım işte en iyisiyim, ama yaptığım iş pek hoş değildir," diye başlıyor. Bütün hikaye boyunca Wolverine'in ağzından anlatılmış olması, okuyucunun onunla empati kurmasını kolaylaştırmış. Bize Wolverine'in ne kadar duygusuz, acımasız olabileceğini, nasıl mükemmel bir avcı, bir canavar olduğunu anlatıyor. Kanada dağlarında avcıları öldüren delirmiş bir ayıyı takip edip onunla kendi şartlarında dövüşerek yendikten sonra, uzun zamandır ulaşamadığı, haber alamadığı hayatının aşkı Mariko'yu görmek için ani bir kararla Japonya'ya gider.

Wolverine #4
Wolverine #2
Wolverine #3

Wolverine'in Mariko'yla tanışması Uncanny X-Men #118'e dayanır. X-Men'in yardımına geldiği Sunfire'ın kuzenidir Mariko ve Wolverine ile ilk görüşte aşk yaşarlar. Daha sonraki bölümlerde uzaktan mektuplaşmaya bir süre devam ederler, ama Mariko'nun mektupları bir süre sonra kesilir. Sebebi, Mariko'nun ölü bilinen babası Shingen'in ortaya çıkması ve kızını densizin tekiyle evlendirmesidir. Yüzü gözü morarmış bir Mariko'yla karşılaşıp o pislik herifin hayatının aşkını dövdüğünü öğrendiğinde, Wolverine'in ne kadar köpürdüğünü tahmin edebilirsiniz...

Mariko'nun yalvarmaları sonucunda adamı doğramaktan son anda vazgeçen Wolverine saldırıya uğrar, zehirli shurikenlerle bayıltılır ve Shingen'in karşısına çıkarılır. Shingen Mariko'nun karşısında onu dostça bir düelloya davet eder. Bokan denilen tahta kılıçlarla düello ederler, fakat Wolverine hâlâ zehrin etkisinde, güçsüzdür. Dövüş esnasında Shingen normal bir insanı öldürebilecek noktalara hamle yapar. Mariko bu hamlelerin öldürücü olduğunu anlamaz, hâlâ dostça bir mücadele izlediğini sanırken Wolverine kendini savunmak için pençelerini çekince, onun gözünde nasıl bir imaj çizdiğini tahmin edebilirsiniz.

Feci dayak yeyip sevdiği kadının da gözünden düşen Wolverine'i atıldığı ara sokaktan Yukio isimli gizemli bir kadın ninja kurtarır. Yukio ona aşık olur. Japon adetleri ve erdemlerine sıkı sıkıya bağlı yetiştirilmiş Mariko için Wolverine bir canavardır. Yukio ise kendini onun gibi zincirlenemez, dürtülerine göre yaşayan bir yaratık gibi görür ve Wolverine'in kendini olduğu gibi kabul etmesini ister. Bir yandan kendisini öldürmek isteyen Shingen'in ninjalarıyla mücadele eden Wolverine, bir yandan da canavarımsı doğasını inkar etmeye, onu bastırmaya çalışır. Sonunda hem Shingen'in hem kendisinin yanıldığı sonucuna varır; o bir canavar değildir, bir adamdır.

İlk dövüşlerinde onu gerçek kılıç kullanmaya bile layık görmeyen Shingen ile bir kez daha düello eder, fakat bu kez Shingen'in Masamune yapımı aile yadigarı kılıcına karşı Wolverine'in pençeleri vardır. Bu düello tahmin edebileceğimiz gibi sonuçlanır, kocası da Yukio'nun ellerinde ölen Mariko ailesinin başına geçer ve evlenmeye karar verirler.



Klasik X-Men hikayelerinden daha karamsar bir anlatıma sahip bu kısa hikaye benim çok hoşuma gitti. Wolverine'in zaten bildiğimiz hayvanî doğasının derinlerine indik, onun duygusal çöküşüne, sonrasında ise kendini kabullenişine tanık olduk. Çizimler, özellikle dövüş sahneleri çok iyiydi. Öyle ki bu dört sayıdan sonra tekrar Uncanny'ye devam edince onun çizimleri çok zayıf göründü gözüme. Sonraki yıllarda onlarca sayısı çıkacak olan Wolverine çizgi roman serisinin başlangıcı olan bu klasik hikayeyi karakterin ve X-Men'in bütün hayranlarına tavsiye ederim.

Yorumlar